Arama

Okula Dönüş Heyecanı

Okula dönüş hepimizin hayatında en tatlı heyecanların yaşandığı dönem değil midir? Koca bir yaz geride kalmıştır. Sıcak öğleden sonraları, kitap okuma saatleri, bazılarımız için aile büyüklerine yolculuk, bazılarımız için deniz, kum güneş veya köyde geçen günler. Sonbahar yaklaşırken okul hazırlıkları da başlar evlerimizde. Ailemizle okul alışverişine çıkar tüm eksikleri tamamlamaya çalışırız. Arkadaşlarımızı, öğretmenimizi ne kadar özlediğimizi fark ederiz. İlk gün tatlı bir telaş vardır üzerimizde. Sabahın erken saatinde uyanır güzel bir kahvaltı yapıp okula doğru yol alırız. Okulun ilk günü arkadaşlarımızla konuşacak çok şey vardır, günün nasıl geçtiğini bile anlamayız. Bazılarımız için ise o gün, okulun ilk günüdür. Heyecanla karışık belki biraz korku olur içimizde. Okul nasıl bir yer bilmiyoruzdur, öğretmenimiz kim, arkadaşlarımız nasıl kişiler? Ailemizden bizi okula götüren her kim ise bizi bırakıp gidecek mi acaba veya kapıda biz çıkana kadar bekleyecek mi? Okula yavaş yavaş alıştıkça kazanılan öz güven ise paha biçilemez bir şeydir. Artık okuma yazmayı öğrenip, evde gazeteden dergiye her şeyi okumaya başlarız. Arkadaşlarımız ve öğretmenimiz ile görünmeyen bir sevgi çemberine çoktan dahil olmuşuzdur bile. Yaza doğru bir yandan tüm yılın yorgunluğu üzerimize çökse de arkadaşlarımızdan ayrılmak istemeyiz. Okulun kapanmasının en güzel tarafı Eylül’de yeniden kavuşacak olmamızdır.

Bu hikayenin asıl kahramanı kendimiziz zannederken, geriye dönüp baktığımızda aynı hikayede kendi çocuğumuzu görmeye başlarız bir süre sonra. Aynı heyecanlar, tam olarak aynı yerde ama bir başkası için yaşanmaya başlar. Ah o kokulu silgiler, kalemler, defterler.. İlk sırada okul çantası vardır, sonra ona uyumlu beslenme çantası, matara, kalem kutusu. Kalem, defter ve silgiler rengarenktir ve seçerken çok zorlanırız. Ayakkabı, çorap ve t-shirtler ise hem rahat hem uyumlu olmalıdır. Her şey hazırlanmıştır ve okulun ilk günü gelsin diye bekleriz. Yeniden başlarız okul hayatımıza ama bu sefer büyük bir gururla. Çocuğumuz da bizim gibi belki de yaşamı boyunca en yakın arkadaşı olacak kişiyle o gün tanışacaktır veya bütün ömrü boyunca her Öğretmenler Günü’nde telefon edeceği, ziyaretine gideceği öğretmeniyle. Aileler için de çocuklar için de kuşkusuz hem en zor, hem en güzel, hem de en anlamlı gündür okulun ilk günü. Yıllar geçtikçe bunu çok daha iyi anlarız. Okul; yaşamı, arkadaşlığı, paylaşmayı, sevgiyi, doğayı ve insanlığı öğrendiğimiz bir kurumdur bu yüzden de hepimiz için her zaman çok özeldir.

Pandemi ile beraber çocuklarımız maalesef eğitim hayatlarının bir kısmını evden, küçük bir ekrandan bir şeyler öğrenmeye çalışarak geçirdiler. Yaşı küçük olanlar için kuşkusuz daha zor bir süreçti. Karşılarında onlarla göz teması kurabilen bir öğretmenleri, ders aralarında sohbet edip oyun oynayabilecekleri arkadaşları yoktu. Bununla beraber sosyal hayatları da sokağa çıkma yasakları dolayısıyla kısıtlanmak zorunda kaldı. Aileler için de en az çocuklar kadar zor bir süreçti diyebiliriz. O günlerin artık geride kaldığını umut ediyor, çocuklarımızın yeniden bir arada olduğu, kendilerine ait bir sınıfta, öğretmenleri ile daha samimi iletişim kurabilecekleri günlerin gelmesini dört gözle bekliyoruz. Tüm çocuklar ve aileler için harika bir eğitim ve öğretim yılı olması dileğiyle!

Bir yanıt yazın